Friday, January 25, 2008

Hurricane Carter'in Hikayesi


Subat ayi A.B.D.`de "Black History Month" olarak anilmaktadir. Amerika`nin Amerika olmasinda onculuk etmis, insan haklari mucadelesinde adinin gecmesi gereken siyahi Amerika`lilarin anlari san ile anilir. Bunlardan birinin hikayesini paylasacagim sizlerle. Su an bulundugum eyalette dogmus "Hurricane" lakapli bir boksorun Rubin Carter`in hikayesi bu. Hurricane Carter`i basrolunu Oskarli oyuncu Denzel Washington`in "Hurricane" filmiyle tanidim ve hem hayran oldum mucadelesine hem de dunyadaki haksizliklardan birini daha ogrendim. '60`li yillarda zenci olmanin suc oldugu donemde liberal olmasi gereken kuzey eyaletlerinden NJ`de geciyor yasami. Haksiz yere dunya ortasiklet sampiyonlugu unvani kendisine verilmeyen Hurricane, bunun yaninda haksiz yere 3 kisiyi oldurmekle de hukum giyiyor. Ayrica yapmadigi sucu kabul etmesi durumunda cezasinin hafifletilecegi soyleniyor, yani kendisiyle "deal" yapmaya calisiyor adaleti ve kanunu temsil edenler. Tabii kabul etmeyince de 20 yil surecek bir hapishane hayati ve 2 kere hepsi beyaz tenli jurinin kendisini tekrar tekrar hukum etmesi cilesi basliyor.

Yazdigi kitabi okuyan genc bir ogrencinin ve “beyaz” arkadaslarinin kendisini desteklemesiyle de baska bir seruven basliyor. Federal mahkemeye goturulen dava (NJ`de 2 kere temyize gidilip, adaletsizce kararlardan sonra eyalet mahkemesine dava 3. bir kere gorurulmuyor bile), vicdanli bir hakimin karariyla tam 20 sene haksiz yere yattigi hapishaneden serbest birakiliyor. Burada not edilmesi gerekilen mesele ise Hurricane Carter’in 20 sene sonra etrafindaki samimi beyazlara karsi guvenememesi ve ancak zamanla bu insanlarin kendine zarar vermek istemedigini anlayabilmesi. Seyredilmesi gerekilen bir film Norman Jewison`in yonettigi Hurricane filmi. Ve okunulmasi gerekilen bir kitap: Hurricane Carter`in hapishanedeyken yazdigi kitap “The 16th Round.”

Thursday, August 2, 2007

Çocuklar nadir olarak yürüyerek okula gidiyorlar



Her ne kadar her üç Amerikan çocuğundan biri gittikleri okula 1 mil mesafesinde yaşıyorsa da bunların yarısından da azı yürüyerek veya bisikletle okula gidiyor. Araştırmaya göre güneyde veya kırsal kesimlerde yaşayan, veya ebeveyni yüksek eğitim almış çocuklar okula yürümeyen veya bisikletle gitmeyen grubun içinde. U.S. Centers for Disease Control and Prevention (CDC) (Amerika`nin Hastalık Kontrolü ve Önleme Merkezleri)`nde çalışan Sarah Martin ve iş arkadaşları yaşları 9 ile 15 arasında değişen 7000 çocuktan aldıkları verileri incelediler. Araştırmacılar çocukların %35`inin okula 1 mil`den de az mesafede yaşadıklarını buldu. 11 ile 13 yaş arasındaki çocuklar 9 yaşındakilere göre daha fazla bisiklet kullanma veya yürüme grubundalar. Ebeveynleri lise mezunu olan çocuklar ebeveynleri üniversite eğitimi almışlara göre daha fazla bisikletle veya yürüyerek okula gitme eğilimindeler. Martin “çocuklar günlük fiziksel aktivite yapma olanağını kaçırıyorlar” dedi. CDC`ye göre 6-11 yaş arası çocukların %18.8`i aşırı kilolu. Günlük fiziksel aktiviteyi artırmak CDC`nin genç çocukların kilo sorununa önerdikleri çözümlerden. Araştırmacılar şehirde yaşayan çocukların kırsal alandakilere göre daha fazla bisiklet kullanarak okula gitme nedeninin kompleks olduğunu söylediler. Bunun nedenlerinden birinin okulların çok-işlevli komşuluk bölgelerde kurulması yürüme veya bisiklete binmeye elverişli ortamlar oluşturabileceği, bunun yanında banliyölerde ise daha az güvenli kaldırımlar olabileceğini sözlerine eklediler.