
Subat ayi A.B.D.`de "Black History Month" olarak anilmaktadir. Amerika`nin Amerika olmasinda onculuk etmis, insan haklari mucadelesinde adinin gecmesi gereken siyahi Amerika`lilarin anlari san ile anilir. Bunlardan birinin hikayesini paylasacagim sizlerle. Su an bulundugum eyalette dogmus "Hurricane" lakapli bir boksorun Rubin Carter`in hikayesi bu. Hurricane Carter`i basrolunu Oskarli oyuncu Denzel Washington`in "Hurricane" filmiyle tanidim ve hem hayran oldum mucadelesine hem de dunyadaki haksizliklardan birini daha ogrendim. '60`li yillarda zenci olmanin suc oldugu donemde liberal olmasi gereken kuzey eyaletlerinden NJ`de geciyor yasami. Haksiz yere dunya ortasiklet sampiyonlugu unvani kendisine verilmeyen Hurricane, bunun yaninda haksiz yere 3 kisiyi oldurmekle de hukum giyiyor. Ayrica yapmadigi sucu
Yazdigi kitabi okuyan genc bir ogrencinin ve “beyaz” arkadaslarinin kendisini desteklemesiyle de baska bir seruven basliyor. Federal mahkemeye goturulen dava (NJ`de 2 kere temyize gidilip, adaletsizce kararlardan sonra eyalet mahkemesine dava 3. bir kere gorurulmuyor bile), vicdanli bir hakimin karariyla tam 20 sene haksiz yere yattigi hapishaneden serbest birakiliyor. Burada not edilmesi gerekilen mesele ise Hurricane Carter’in 20 sene sonra etrafindaki samimi beyazlara karsi guvenememesi ve ancak zamanla bu insanlarin kendine zarar vermek istemedigini anlayabilmesi. Seyredilmesi gerekilen bir film Norman Jewison`in yonettigi Hurricane filmi. Ve okunulmasi gerekilen bir kitap: Hurricane Carter`in hapishanedeyken yazdigi kitap “The 16th Round.”